Sosyal Medya

Makale

ABD Büyükelçiliği’nden beklenen esas açıklamalar

1 Temmuz 2008 günü Ergenekon Operasyonu’nun üçüncü dalgasında aralarında Åžener Eruygur ve HurÅŸit Tolon’un da olduÄŸu 24 isim gözaltına alındı.
Aynı gün ABD Ankara BüyükelçiliÄŸi Siyasi MüsteÅŸarı Carl Siebentritt Washington’a bir telgraf gönderdi. Telgrafta gözaltılar anlatırken bir maddede şöyle deniyordu:
“Geçen hafta Emniyet Genel Müdürlüğü’nden üst düzey kontağımız elçilikteki FBI temsilcisine, BaÅŸbuÄŸ-Paksüt buluÅŸması tartışmaları baÄŸlamında, Emniyet’in birkaç güç içinde Ergenekon’da tutuklamalar yaparak buna cevap vereceÄŸini söylemiÅŸti...”
ABD Ankara BüyükelçiliÄŸi, Türkiye’de devam eden bir soruÅŸturmada kimlerin tutuklanacağı konusunda Emniyetin kendisine neden bilgi verdiÄŸiyle ilgili bir açıklama yapmadı.
24 Kasım 2008 günü ABD’nin Ankara’daki Siyasi MüsteÅŸarı Daniel O’Grady tarafından merkeze gönderilen “kiÅŸiye özel” telgraf ise üç gün önce büyükelçilikte verilen bir brifingle ilgiliydi. “Türk polis yetkilileri” tarafından projeksiyonlu brifing Ergenekon soruÅŸturması üzerineydi. Telgraftan polislerin “baÅŸka hiçbir ülkeye bu kadar ayrıntılı bir brifing verilmediÄŸi”ni öğreniyoruz. Bir de brifingin elçiliÄŸin talebi üzerine verildiÄŸini.
SoruÅŸturmada henüz ortaya çıkmamış detayları ABD elçiliÄŸiyle paylaÅŸan Emniyet, Amerikalılara ‘Deniz Baykal’a ödenen bir rüşvetin belgesine, Alman vakıflarını zan altında bırakan bazı belgelere, Genelkurmay BaÅŸkanı Büyükanıt’ın kızının özel yaÅŸamına iliÅŸkin fotoÄŸraf ve dokümanlara ulaÅŸtıklarını’ bile anlatmıştı. Belge Wikileaks’te yayınlanınca dönemin İçiÅŸleri Bakanı BeÅŸir Atalay brifingden haberleri olmadığını açıkladı, Emniyet iddiayı yalanladı.
Ama ABD Ankara BüyükelçiliÄŸi, İçiÅŸleri Bakanı’nın bile haberi olmayan Emniyet’in özel Ergenekon brifingi hakkında da yorum yapmadı.
Brifingler burada da bitmedi. 2009 yılında Emniyet, ABD Ankara BüyükelçiliÄŸi’ne bir Ergenekon brifingi daha verdi. https://wikileaks.org/plusd/cables/09ANKARA779_a.html
2 Haziran 2009 tarihli telgraf da 29 Mayıs 2009 günü Emniyet’in ABD Ankara BüyükelçiliÄŸi’ne verdiÄŸi ikinci Ergenekon brifingi hakkındaydı. Bu kez brifingi veren isim de verilmiÅŸti; Emniyet İstihbarat Daire BaÅŸkanlığı Uluslararası İliÅŸkiler Åžube Müdürü Ufuk Gürsoy Yavuz. “3. İddianame yakında yazılacak” haberini ABD’lilere vermiÅŸ, telgraftan anlaşılan Ergenekon konusunda kafaları karışan Amerikalıları “Mahkemede bütün deliller ortaya çıkacak, hiçbir soru iÅŸareti kalmayacak” diye ikna etmeye çalışmış, anlaşılan bunu da baÅŸarmıştı.
Bu brifingden de İçiÅŸleri Bakanı’nın ve Emniyet Genel Müdürü’nün haberi yoktu. ABD Ankara BüyükelçiliÄŸi bir müttefik ülkede yürüyen bir kritik soruÅŸturmayla ilgili siyasi muhataplarından habersiz Emniyet amirlerden brifing almasının sebebiyle ilgili ÅŸimdiye kadar hiçbir açıklama yapmadı.
13 Ocak 2010 tarihinde ABD Ankara BüyükelçiliÄŸi'nden Washington’a gönderilen bir diÄŸer telgrafın baÅŸlığıysa "Türkiye Vizeleri Ocak Önerileri" adlı belgeydi. Vize verilmesinde sakıncalı olanların aylık bildirildiÄŸi rutin yazışmalardan biri olan telgrafın altında Misyon Åžefi Yardımcısı Doug Silliman’in imzası vardı.
Telgrafın 5. Maddesi şöyleydi:
"Ankara'da bulunan ABD Hava Kuvvetleri Özel SoruÅŸturmalar Ofisi visa telgrafları için ÅŸu bilgileri sundu: 19 Haziran 2009'da Türk Polis TeÅŸkilatı'ndan terörizmle ilgili yetkili, aÅŸağıdaki yer alan beÅŸ ismin 'İslami Cihat BirliÄŸi' adlı bir terörist örgütün üyesi olduklarını onayladı. BeÅŸ ismin de tamamına geçmiÅŸte ABD vizesi verildi. Türk Polisi aÅŸağıdaki bu isimleri bize verdikten sonra neden ABD'ye seyahat ettiklerine dair bilgi talebinde bulundu. Türk polis yetkilisi, söz konusu bilgiye doÄŸrudan ulaÅŸma kapasitesi bulunan bir görevli. Kaynağın ABD hükümetinde son 4 yıldır güvenilir bir konumu bulunuyor. Bu isimlerin tamamının ABD terörizm izleme listesine konulmalarını tavsiye ederiz. Bunun yanında ABD'nin yerel ve yabancı havayolları için hazırladığı uçuÅŸ yasağı bulunanlar listesine alınmalarını tavsiye ederiz...”
Google'dan tarayınca İslami Cihat Birliği'nden Özbekistan'daki El Kaide örgütü olarak bahsediliyor. Almanya'da da örgütlü olduğu anlaşılan örgütün arşivlerde Türkiye'deki bir eylemine rastlanmıyor. Örgüt üyesi olduğu söylenen ismi verilen beş kişi de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Google'a dördünün adını yazdığınızda neredeyse hiçbir şey çıkmıyor. Ne bir eylem, ne başka bir bilgi.
Birini ise artık tanıyoruz. 5 Aralık 1968 Adana doğumlu Osman Hilmi Özdil. Ya da bilinen adıyla Kozanlı Ömer. Hanefi Avcı'nın kitabından beri "Cemaatin Emniyet İmamı" olarak geçiyor.
Telgrafa göre Özdil, ilk ABD vizesini 11 Aralık 2001'de almış. 11 Eylül saldırılarından iki ay sonra 10 yıllık vize verilmiÅŸ, yıllar sonra cihatçı diye suçlanacak Özdil'e. Ama sonra bir ÅŸey olmuÅŸ ve 10 yıllık vizesi 9 Mayıs 2007'de iptal edilmiÅŸ. 2007’de vizesinin neden iptal edildiÄŸini yine Hanefi Avcı’nın kitabından okumuÅŸtuk. Özdil, 2007’de ABD’ye girerken ve çıkarken aranmış, üzerindeki belgelere el konmuÅŸtu.
O belgelerde ne olduğu açıklanmadı.
(Bu konuyla ilgili daha önce bu köşede çıkan bir yazı için (http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/yildiray-ogur/584402.aspx)
Ama bu benzer tek örnek de değildi.
2003 yılında yine Gülen cemaatinin eski Polis İmamı olan Kemaletttin Özdemir ve 2007’de cemaatin bir zamanlar iki numaralı ismi olan Latif ErdoÄŸan da Fethullah Gülen’in davetiyle gittikleri New York’ta JFK Havaalanı’nda vizeleri olmasına raÄŸmen son anda Ankara’dan gelen ihbarlarla durdurulup aranmış, gözaltında kalmış, “Ankara’da bir terör eylemine katıldığı” yolunda hakkında ihbarda bulunulan Latif ErdoÄŸan Türkiye’ye geri gönderilmiÅŸti.
Emniyet’le yoÄŸun iliÅŸkileri sayesinde muhtemelen cemaat içi bir hesaplaÅŸmanın bile aleti olan ABD BüyükelçiliÄŸi biri sahte bir El Kaide ihbarını da içeren bu üç olayla ilgili de hiç konuÅŸmadı.
Ve son olarak. 17/25 Aralık operasyonlarından günler önce operasyonu yürüten polislerle ABD İstanbul Başkonsolosluğu arasında dikkat çekici telefon trafiği iddianameye yansıdı.
İddianameden okuyalım;
“0 505 240... numaralı kullanıcısı MEHMET AKİF ÜNER’in M.A. A.B.D. BASKONSOLOSLUÄžU (STU150-13-C-3005) adına kayıtlı 532 635 85 14 numaralı hat ile 4 kez görüştüğü, 03.12.2013 13.23:00 tarihinde aradığı ve 477 sn. görüştüğü, 03.12.2013 13.35:44 tarihinde mesaj attığı, 03.12.2013 14.33:00 tarihinde aradığı ve 107 sn. görüştüğü, 03.12.2013 15.31:07 tarihinde aradığı ve 206 sn. görüştüğü tespit edilmiÅŸtir.
0 505 542... numaralı hat kullanıcısı MAHİR ÇAKALLI’nın M.A A.B.D. BASKONSOLOSLUÄžU (STU150-13-C-3005) 533 371 ...numaralı hat ile 4 kez görüştüğü, 28.11.2013 16.32:22 tarihinde aradığı ve 292 sn. görüştüğü,  02.12.2013 10.39:38 tarihinde Arandığı ve 61 sn. görüştüğü, 02.12.2013 10.42:32 tarihinde arandığı ve 91 sn. görüştüğü, 02.12.2013 12.41:28 tarihinde arandığı ve 47 sn. görüştüğü tespit edilmiÅŸtir.
0 507 580 .. numaralı hat kullanıcısı MEHMET FATİH YİĞİT’in M.A. A.B.D. BASKONSOLOSLUÄžU (STU150-13-C-3005) 5334294.. numaralı hat ile 1 kez görüştüğü, 03.12.2013 12.32:53 tarihinde aradığı ve 300 sn. görüştüğü tespit edilmiÅŸtir...”
Bundan beÅŸ ay önce, 17/25 Aralık’tan hemen önce, bu soruÅŸturmayı yürüten en kritik polis amirlerinin ABD İstanbul BaÅŸkonsolosluÄŸu’yla neden sık görüştüklerini anlamak için iddianamede açık hâlde yazan ABD İstanbul BaÅŸkonsolosluÄŸu’nun telefonlarını aradığımda karşıma Türkçe konuÅŸan ve bu telefonun aranması karşısında epey ÅŸaşıran görevliler çıkmıştı.
“Bu telefon numaralarını nereden buldunuz” soruları dışında herhangi bir bilgi vermeyeceklerini söyleyen bu meçhul Türk görevliler, elçilikten aranacağımızı söyleyerek telefonu kapattılar.
Kısa bir süre sonra Ankara BüyükelçiliÄŸi’nden daha önce birkaç kez konuÅŸtuÄŸumuz basın iÅŸlerine bakan bir görevli arayarak, iddianamede telefonların üzerine kayıtlı olduÄŸu söylenen M.A.’nın büyükelçiliÄŸin telefon operatörü olduÄŸunu söyledi, adının yazılmamasını rica etti ve ÅŸu açıklamayı yaptı:
“ABD BüyükelçiliÄŸi Türk emniyetiyle‎ her zaman irtibat hâlindedir.”
Yetkiliye “Ama bu kiÅŸilerin Türkiye’de mali suçlarla ilgili bir soruÅŸturma yürüten polisler olduÄŸunu, böyle bir soruÅŸturmada ABD elçiliÄŸinden ne gibi bir yardım istediklerini sorduÄŸumda ise bu soruya cevap vermek üzere döneceklerini söylediler ama beÅŸ aydır henüz bir dönüş olmadı, bir açıklama yapılmadı.
Ama aynı ABD Büyükelçiliği, cemaat operasyonları çerçevesinde Zaman gazetesine yönelik operasyonla ilgili basın özgürlüğü temalı üst üste açıklamalar yaptı.
Yapabilir.
Ama cemaat konusunda açıklama yapması gereken ilk konu galiba bu değil...

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.